Ömer Çelik, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde yaşananlara ilişkin yaptığı değerlendirmelerine tepki gösterdi.
Çelik, şunları söyledi:
"Bu kurumlardan yetişen ve bu memlekete hizmet eden bu milletin çocuklarına haksızlık olduğu gibi aynı şekilde de Cumhurbaşkanlığı makamına dönük olarak son derece provakatif bir yaklaşımdır. Aynı şey 28 Şubat zihniyetinde, 28 Şubat kafasında görülmüştü. Harbiye milletin değeri olduğu gibi İmam Hatipler de milletin değeridir, milletin çocuklarının bu ülkeye hizmet etmek için gittiği kurumları, okulları bu şekilde karşı karşıya getirme anlayışı asıl sayın Özel'in dilinde ifade bulmaktadır ve son derece yanlış ve provakatiftir.
Hangi okuldan mezun olmuş olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve kanunların izin verdiği çerçevede faaliyet gösteren bütün bu kurumlardan mezun olan milletin evlatlarının bu millete hizmet etmek için mezun olduğu açıktır. Dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanımızın sözlerine dönük Harbiye’yi ve İmam Hatipleri karşı karşıya getirmek istiyor şeklindeki bir yaklaşım provakatif bir yaklaşımdır ve 28 Şubat zihniyetinin bir ürünüdür. Maalesef Sayın Özel’in değerlendirmelerinde demokratik çıktı görülmemektedir. Cumhurbaşkanımıza dönük olarak Harbiye ve İmam Hatip'i karşı karşıya getiriyor demek kınanması gereken son derece provakatif bir yaklaşımdır. Cumhurbaşkanımız devletin başı olarak Harbiye'nin üzerinde hassasiyeti yüksek bir devlet anlayışına sahiptir. İmam Hatip ve diğer okullardan mezun olanların geleceği üzerindeki hassasiyeti yüksek devlet anlayışına sahiptir. Maalesef Sayın Özel'in bu yaklaşımı son derece provakatif ve sorumsuz siyaset anlayışının örneği olarak ortaya çıkmıştır. Bütün bu kurumların yüksek standartta eğitim vermesi, disiplinlerinin gözetilmesi geleceğe dönük olarak bu çerçevede mevcut faaliyetlerini yürütürken bu hassasiyetler içinde olmaları her zaman son derece kıymetli olacaktır. Bu çerçeveden bakıldığında bütün bu kurumlar üzerindeki hassasiyetleri net bir şekilde gözetilmesi gerektiğini ifade etmek isteriz."
Diyarbakır'da kaybolduktan 19 gün sonra ölü olarak bulunan Narin Güran cinayetine ilişkin de açıklamalarda bulunan Çelik, DEM Parti Mardin Milletvekili Beritan Güneş'in "Buradan çok açık bir çağrı yapıyoruz. Her köyde, her mahallede devlet büyük bir bütçe ayırarak Kur'an kursları açıyor. O Kur'an kurslarında ne oluyor?" sözlerine de tepki gösterdi. Çelik, şöyle konuştu:
''Milletimiz evladı olan ve milletimizin acısı olarak maalesef toprağa verdiğimiz Narin kızımızı halen nüyük bir acıyla. Sayın Cumhurbaşkanımız sürecin bizzat takipçisi olacağını ve bu kişilerin hukuk çerçevesinde gereken cezayı alması için en yüksek şekilde bu konuyu takip edeceğini ifade ettiler. Tabii bu konu bu tip konularda siyasi cümle kurmak, siyasi değerlendirme yapmak son derece yanlıştır. Bu vicdanları yaralayan, kanatan ve hepimizin acısı olan bir meseledir. Dolayısıyla buradan bir siyasi sonuç çıkarmaya çalışmak, topyekun belli camiaları suçlamaya çalışmak şeklindeki bir siyasi motivasyon içinde olmak fevkalade yanlış bir durumdur. Maalesef acıyı paylaşmak yerine doğrudan hükümetimize, partimize dönük olarak birtakım laflar söyleyenler söz konusu oldu. Tabii bunların belli bir siyasi motivasyonla hareket ettiği net bir şekilde görülmektedir. Özellikle de PKK terör örgütünü destekleyen ve Diyarbakır annelerinin yanında bir kere gitmemiş olan bu PKK terör örgütünün dağa kaçırdığı küçük kız çocukları hakkında herhangi bir cümle söylememiş olanların burada Narin'e sahip çıkıyormuş gibisinden bir tabloyla görüntü vermeleri ikiyüzlülükten başka bir şey değildir. Evlatlarına kavuşmak isteyen Diyarbakır annelerine herhangi bir şekilde sahip çıkmayanlar, burada bu dağa kaçırılan kız çocukları konusunda tek bir cümle etmemiş olanlar bugün çıkmışlar bu acı üzerinden bir politika üretmeye çalışıyor. Yine bu çerçevede DEM Parti Mardin Milletvekilinin kuran kurslarını hedef alması da işte bu maalesef bu ikiyüzlü politik ajandanın bir neticesi olarak gündeme gelmiştir. Yani bütün bu acıyı, bütün bu yanlışı tutup da Kur'an kursları üzerinden, Kur'an kurslarına saldırmak için bir vesile adletmek, acıyı paylaşmak değildir. Tam tersine siyasi iki yüzlülüktür, siyasi istismardır.''