İstanbul ve çevresi, tarihinin en büyük depremlerinden birini 1999 yılında yaşadı, 17 Ağustos depremi, İstanbul ve çevresinde binlerce insanın hayatına mal oldu. Depremden sonra pek çok uyarı yapıldı, kentin muhtemel bir depreme hazırlanması için çok çalışma yapıldı. Peki ne gerçekleşti derseniz, bu konuda somut bir adım atıldığını söylemek zor.
Depremin olumsuz etkilerini silecek projeler yerine, olumsuz etkileri artıracak çalışmalar yapıldı. İşte birkaç örnek:
ATATÜRK HAVALİMANI'NIN PİSTLERİ KIRILDI
İstanbul Havalimanı’nın yapılması ile boşa çıkan Atatürk Havalimanı, bir deprem sırasında alternatif olabilecekken, pistleri kırıldı, üzerine hastane inşa edildi, bazı pistleri kullanılmasın diye tenis kortları dikildi, Millet Bahçesi olacaktı ama aradan geçen 6-7 yıla rağmen hala halka açılmış da değil. Kısacası deprem toplanma alanı olarak bile kullanılmıyor.
TOPLANMA ALANLARINA AVM'LER DİKİLDİ
İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) raporlarına göre, İstanbul’da en az 42 bin 200 kişinin deprem sonrası barınma ihtiyacını karşılayabileceği büyüklükteki toplam alanda, 95 adet 20 bin metrekarenin üstünde AVM bulunuyor.
Uzmanların ısrarla uyardığı büyük İstanbul depreminde insanların toplanma alanlarında AVM’ler yükseliyor. İstanbul’un 5 ilçesi hariç (Adalar, Çatalca, Çekmeköy, Esenler, Şile) tüm ilçelerinde en az 1 adet AVM bulunuyor. En çok AVM’nin bulunduğu ilçeler Şişli (10 adet), Bakırköy (9 adet) ve Ataşehir ile Ümraniye (8’er adet).
ASKERİ ALANLAR PEŞ PEŞE İNŞAATA AÇILDI
İstanbul’un içinden taşınan askeri alanlar birer yeşil vaha şeklindeydi. Buralar, hem park olarak değerlendirilip, hem de olağanüstü koşullarda toplanma alanı olarak kullanılabilirdi, ancak tüm bu alanlar da, amacı dışında parsel parsel satılarak inşaata açıldı. Örneğin Beşiktaş’taki askeri alanlara, çok lüks rezidanslar dikilmesi tercih edildi.
İSTANBUL'A GÖÇ DAHA DA TEŞVİK EDİLDİ
İstanbul’da büyük bir deprem söz konusu olduğu için, kente aşırı göçün önlenmesini de uzmanlar öneriyordu. Ancak bu konuda da göç engelleneceğine teşvik edilen bir politika güdüldü. Bunun en çarpıcı örneği Finans Merkezi oldu, Ataşehir’de peş peşe gökdelenler dikilerek, önemli finans kuruluşlarının merkezleri İstanbul’a taşındı, İstanbul’a gelmek istemeyen memurlar da emekli edildi. Kentin nüfusunun daha da artması sağlandı.
DEPREM BAHANE, KURUMLARA ÇÖKÜLDÜ
İstanbul’da depreme karşı tedbirler alınmadığı konusunda, sivil toplu kuruluşları yöneticileri de sayısız açıklamada bulundu. Okullar, hastaneler ve diğer kamu yapıları bilimsel olarak incelenmedi, dolayısıyla can güvenliği için gerekli önlemler alınmadı. Bazılarının gözünü bürüyen RANT hırsı; can kaygısının önüne geçti. Pek çok kamu binası ise deprem bahanesiyle boşaltılıp, başka amaçlara yönlendirildi. Tek bir örnek vermek gerekirse, İstanbul Harbiye’deki TRT Binası bile, deprem bahanesiyle boşaltıldı ve hala kullanılmıyor. Aynı şey, büyük hastaneler için de geçerli.