Bugün 14 Mart Tıp Bayramı. Ancak hekimler ve sağlık emekçileri, sağlık alanındaki mevcut sorunlara dikkat çekmek amacıyla iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. İstanbul Barosu Sağlık Hukuku Merkezi tarafından yapılan basın açıklamasında, sağlık sisteminin özelleştirilmesiyle birlikte kamu sağlık hizmetlerine erişimin giderek zorlaştığı vurgulandı. Açıklamada, sağlık emekçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve sağlık hizmetlerinin yeniden kamu yararına sunulması gerektiği belirtildi.
ÖZELLEŞTİRME VE SAĞLIK HİZMETLERİNE ERİŞİM SORUNU
Açıklamada, "Sosyal devlet ilkesi gereğince, her vatandaş için parasız, eşit, ulaşılabilir ve nitelikli bir sağlık hizmetine erişim hakkı devletin yükümlülüğündedir. Ancak, sağlıkta dönüşüm programı adı altında kamu hizmetleri özelleştirilmiş, halk için kamu sağlık hizmetlerine erişim giderek zorlaştırılmıştır" ifadelerine yer verildi.
Sağlık Uygulama Tebliği'nin (SUT) tıptaki bilimsel gelişmelere uygun olarak güncellenmemesi nedeniyle, yeni nesil tedavilerin ve başta kanser ilaçları olmak üzere birçok ilacın yalnızca maddi gücü olan hastalar için erişilebilir hale geldiği vurgulandı.
ŞEHİR HASTANELERİ VE KAMU SAĞLIĞINA ETKİLERİ
Şehir merkezlerindeki kamu sağlık kurumlarının kapatılarak, şehir merkezinin uzağında bulunan ve dünyada kabul gören hastane standartlarını taşımayan şehir hastanelerine taşınması da eleştirildi. Açıklamada, "Şehir hastanelerinin müteahhitlerine yapılan garanti ödemeleriyle ülkemizin 50 yılı ipotek altına alınmıştır" denildi.
SAĞLIK EMEKÇİLERİNE YÖNELİK ŞİDDET VE MESLEKİ ÖZERKLİK SORUNU
Sağlık alanında yaşanan sorunların yalnızca hastalar için değil, sağlık emekçileri için de ciddi sonuçlar doğurduğuna dikkat çekildi. Açıklamada, kamu sağlık kurumlarında çalışan hekim ve sağlık emekçilerinin düşük maaşlarla, aşırı iş yükü altında çalıştığı belirtilerek, "Siyasi iktidarın sağlık çalışanlarını itibarsızlaştıran ve yaşanan sorunların sorumlusu olarak gösteren yaklaşımı, sağlıkta şiddeti artırmış ve hekim-hasta arasındaki güven ilişkisini zedelemiştir" denildi.
Sağlıkta dönüşüm programının sonucu olarak, kamuda iyi hekimlik yapmanın ve nitelikli sağlık hizmeti vermenin giderek zorlaştığı, bu nedenle hekimlerin istifa ederek özel sektöre ya da yurtdışına yöneldiği vurgulandı.
ÖZEL SAĞLIK SİGORTASI ZORUNLULUĞU VE ARTAN MALİYETLER
Açıklamada, sağlık alanındaki özelleştirme politikalarının, vatandaşları özel hastanelere yönelmeye zorladığı belirtilerek, "Bütçe kaynakları özel sağlık işletmelerine aktarılmış ve kamu sağlık hizmetlerine erişimdeki sorunlar, özel sağlık işletmelerine başvurma zorunluluğuna yol açmıştır. Böylece özel sağlık işletmelerinin pazarı büyütülmüştür" ifadeleri kullanıldı.
Katılım paylarının artmasıyla birlikte, kamu sağlık hizmetlerinden yeterli düzeyde yararlanamayan vatandaşların, tamamlayıcı sağlık sigortası ve özel sağlık sigortasına yönelmek zorunda bırakıldığı ifade edildi. Bunun sonucunda ise sağlık hizmetlerinin bir hak olmaktan çıkarılıp ticarileştirildiği belirtildi.
“BAŞKA BİR SAĞLIK SİSTEMİ MÜMKÜNDÜR”
İstanbul Barosu Sağlık Hukuku Merkezi, sağlıktaki sorunların çözümüne yönelik olarak "Başka Bir Sağlık Sistemi Mümkündür" diyerek şu talepleri sıraladı:
- Herkes için parasız, nitelikli ve ulaşılabilir kamu sağlık hizmeti sağlanmalıdır.
- Sağlık çalışanlarının çalışma ve yaşam koşulları iyileştirilmelidir.
- Sağlık politikaları bilimsel bilgi temelinde şekillendirilmeli ve sağlık çalışanlarının demokratik örgütlenme hakkı korunmalıdır.
- Sağlıkta dönüşüm programı adı altındaki özelleştirme uygulamalarına son verilmelidir.
G(Ö)REVDEKİ SAĞLIK ÇALIŞANLARINA DESTEK
Açıklamada, Türk Tabipleri Birliği (TTB), Sağlık ve Sosyal Emekçileri Sendikası, AHESEN, İSTAHED, Birlik Dayanışma Sendikası, Genel Sağlık-İş, Hekim-Sen, Hekim Birliği Sendikası, Hürriyet Sağlık-Sen ve Tabip-Sen’in bugün halk sağlığı ve hekim hakları için iş bırakarak g(ö)reve çıktıkları belirtilerek, "İstanbul Barosu Sağlık Hukuku Merkezi olarak sağlık emekçilerinin yanında olduğumuzu duyuruyoruz" denildi.
