10 Ekim Gar Katliamının 8. yıl dönümünde Karşıyaka Mezarlığı'nda anma düzenlendi. Anmaya 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği, Emek Partisi Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, katliamda hayatını kaybedenlerin aileleri ile siyasi partive demokratik kitle örgütünden temsilciler de katıldı. Emek Partisi adına konuşan Ekin Yoldaş Kalı, "Erdoğan yine gençlerin, kadınların ve işçilerin taleplerini milliyetçi söylemler altında boğmaya, Türkiye'nin halklarını kan ve zulüm siyasetine mahkum etmeye çalışıyorlar. Bizim tam da böylesi bir dönemde Korkmaz Tedik gibi yoldaşlarımızın, onların hayatlarından öğrendiklerimiz ile bilincimizi aydınlatmasına, örgütlü pratik mücadelemizin önünü amasına ihtiyacımız var" diye konuştu.
Yaşamını yitiren 104 kişininfotoğraflarının yer aldığı büyük bir pankart arkasında yürüyen kitle, "Faşizme karşı omuz omuza", "Yaşasın devrim ve sosyalizm" sloganları attı.
Anmada, katliamda hayatını kaybeden İdil Güneyi, Korkmaz Tedik, Ali Kitapçı, Uygar Coşkun ve Sevgi Öztekin'in mezarları sırasıyla ziyaret edilerek, barış mücadelesinden vazgeçmeme sözü verildi.
'YENİDEN İLAN EDİYORUZ; KORKMAZ GİBİ MÜCADELEYE DEVAM'
Katliamda hayatını kaybeden Emek Partisi GYK üyesi Korkmaz Tedik'in mezarı başında yapılan anmada söz alan Emek Gençliği MYK üyesi Bilgesu Kiper, "Baskı, savaş ve saldırı politikaları gençliğin yaşamının her alanında üniversite kampüslerinden lise sıralarına, atölyelere örgütlenmeye devam ediyor. Yönetmelikleriyle, soruşturmalarıyla, taleplerimizin yok sayılmasıyla 10 Ekim'de gerçekleştirilen saldırıda hedeflenenler, mücadelemizin önüne geçmeye çalışılması gençliğin yaşamının her anında karşımıza çıkıyor. Bu yanıyla 10 Ekim yitirdiğimiz canlarımızı yalnızca onlara duyduğumuz özlem üzerinden değil; aynı zamanda onların mücadelemizi ve mücadelemiz onların da mücadelesinden güç alarak yeniden ilan ettiğimiz günlerden bir tanesi. Şimdi yeniden ilan edelim; biz mücadele eden gençler, genç komünistler, çok genç yaşında mücadeleye atılan Korkmaz Tedik gibi eşit ve özgür bir dünya istiyoruz. Bizlere kendi kabuğumuza çekilip orada yaşamımızı söyleyenlere karşı dünyanın tüm yükünü tek başımıza sırtlanmamızı söyleyenlere karşı baskı ve saldırı, katliamları ile bizler tehdit edenlere karşı gücümüzü parasız, bilimsel, demokratik eğitim talepleriyle bir araya gelen üniversite ve lise gençliğinden, emek sömürüsünün karşısında, atölyelerde birleşen işçi gençlerden alıyoruz. Bugüne kadar sahip olduğumuz ne varsa birlikte mücadelemizden kazandık" diye konuştu.
'HALKLAR KAN, ZULÜM VE SÖMÜRÜ SİYASETİNE MAHKUM EDİLİYOR'
Emek Partisi adına Ekin Yoldaş Kalı söz aldı. Kalı, "2015'ten bu yana tek adam yönetimi ve onun temsil ettiği emperyalistlerin işbirlikçisi olan Türkiyeli burjuvalar; Türkiye gençliğine, işçilerine ev halklarına açlık, sefalet, kan ve zulüm koşulları dayatmaya ve bizi bunların girdabından oluşan bir uçuruma sürüklemeye devam ediyor. Üniversiteli gençler barınma ve beslenme sorunlarıyla birlikte yeni döneme başladı. Liseliler, ortaöğrenim gençliği beslenemeyen, aç kalan, açıkta kalan bir eğitimin penceresinde. Sayısı bugün milyonu aşan işçi gençler, çocuk işçiler, daha çok küçük yaşlarında sömürülmeye başlayanlar, bu ülkenin kapitalisteleri ve temsilcileri tarafından geleceksizliğe mahkum ediliyorlar. İşçi ve emekçiler her geçen gün artan zamların karşısında ek mesailerle, esnek çalışma koşulları ile, çaresizce hiçbir olanağın olmadığı bir ekonomik kriz girdabının yükünü sırtlamak zorunda bırakılıyor. Tüm bu tablo karşısında tek adam ne yapıyor? Orta Vadeli Program ile işçi ve emekçilerin onlarca yıllık kazanılmış haklarına, kıdem tazminatına, emekliliğe göz dikmeye devam ediyor. Sermayedarların kârları yüzde binleri aşarken; onları beslemeye, kapitalistlerin çıkarlarını en önden temsil etmeye devam ediyor. Ortadoğu'da, Avrupa'da ve Doğu Akdeniz'de memleketin dört bir aynı ateşten bir girdapta. Emperyalistlerin çıkarları için yeni paylaşım kavgaları ve savaşları ile her tarafımızı sararken tek adam yönetimi; AKP ve Erdoğan burjuvazinin karnını daha fazla doyurabilmek onları artan, doyumsuz kâr hırsı doğrultusunda Türkiyeli işçive emekçilerin tüm kaynaklarını, yeraltı ve yer üstü zenginliklerini savaş politikalarına mahkum etmeye devam ediyor. Yine 8 yıl önce halkın artan öfkesi; işçi ve emekçilerin ve onların genç kuşakları doğrultusunda Ankara'da bir araya gelmiştik. Ve yine benzer bir savaş politikasıyla kan ve zulüm siyasetiyle bunu bastırmaya çalıştılar. Erdoğan yine gençlerin, kadınların ve işçilerin taleplerini milliyetçi söylemler altında boğmaya, Türkiye'nin halklarını kan ve zulüm siyasetine mahkum etmeye çalışıyor. Bizim tam da böylesi bir dönemde Korkmaz Tedik gibi yoldaşlarımızın, onların hayatlarından öğrendiklerimiz ile bilincimizi aydınlatmasına, örgütlü pratik mücadelemizin önünü açmasına ihtiyacımız var" diye seslendi.
'10 EKİMİN HESABI SORULANA KADAR MÜCADELEYE DEVAM'
10 Ekim'de yaşamını yitiren Korkmaz Tedik'in annesi Zöhre Tedik ise şunları söyledi: "Korkmaz gözün arkada kalmasın. Senin mücadeleni, senin bayrağını yükselten onlarca, yüzlerce genç burada. Sen rahat uyu. 10 Ekim Gar Katliamını unutmayacağız. Ankara'ya barış talebi ile gelenlerin taleplerini her zaman canlı tutacağız.
Katliamda yaşamını yitiren Av. Uygar Coşkun'un annesi de söz alarak "10 Ekimin hesabı sorulana kadar mücadeleye devam edeceğiz. Katillerin yargılandığını görene kadar onlar için mücadele edeceğiz" dedi.
10 Ekim'de yaşamını yitiren Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) üyesi Ali Kitapçı'nın eşi Emel Kitapçı da söz aldı. Emel Kitapçı, "O günden bugüne devletin nezdinde de birçok şey değişti. Suruç ile başlayıp Ankara ile bitirilen süreç doğrultusunda seçim kazanılmış oldu. Zaten bu dönemin Başbakanı Davutoğlu tarafından da ifade edilmişti. Öfkeli heyecanlı gençlerdi, kimseyi yakalamak istemediler. Ellerini, kollarını sallaya sallaya Ankara'!nın orta yerine gelip 104 canımızı bizden kopardılar. 500'ün üzerinde yaralı bıraktılar ki bunlarında pek çoğu ağır yaralıydı. Yaşamlarına eskisi gibi devam edemediler. Onlar bizleri korkutmak istediler, ancak biz korkmadık. Ve korkmuyoruz... Dün de bugün olduğu gibi savaş çıkarmak arzusundalardı. Ancak dün olduğu gibi bugün de her birimiz özgürce barış içinde yaşama isteğimizi sürdüreceğiz" diye konuştu.