Eğer şehirde yaşıyorsanız en büyük dertlerinizden biridir artık.Size sorun olarak gözüksede, bu sorun aynı zamanda başkaları için, bundan faydalanarak yaşamaya çalışan birileri içinde ekmek Kapısı,geçim kaynağı olabiliyor.

Oysa sorgulamak gerek.. 

Çöp nedir diye?

işe yaramayan bir eşya mı ya da kullanılmaz hale gelen materyaller ya da artık hayatınızda olmasını istemediğiniz arta kalanlarmıdır !

Çöp sadece çöp olmakla kalmıyor, bir de kutusu, tenekesi, bidonu var! Artık sizlere sorsam çöpü at diye söyleseler neler atarsınız diye?

Size ait işe yaramaz ne varsa,
yoksa hayatımızı meşgul eden ne varsa,Yoksa bize ait olan çöplerimi 
atmaya kalksak! düşünelim..

Bir bakmışız hayatımız hep çöpmüş meğer! 
Ve çöp kutuları,tenekeleri,bidonları yetmiyormuş bile ..

Yetmezmiş gibi bir de bunları kaldıran götüren çöpçüler oldu ; 
ama geriye gittiğimizde aslında çöpçüler dünyanın en saygın mesleğini yapan insanlar olduğunu da anlıyoruz. 

Çünkü insanların hayatından,
istemediklerini toplayanlar, alanlar götürenler onlardır.
Çöpçüler aslında kıymetli insanlardır. Değerlerini bilmeli insanlar..

Gelelim özümüze,geçmişimize döndüğümüzde,
Köyümüze, Çocukluğumuza mesela!

Ben kendimden anlatayım. Çocukluğumun geçtiği köyümde hiç çöp görmedim ben.

Çöp kutuları ,bidonları ve onları kaldıracak onları götürecek olan çöpçüleri yada çöp arabalarınıda  görmedim hiç görmedim..

Çünkü doğa muhteşemdi doğa bize verdiği her şeyi geri almayıda bir şekilde çok güzel ve anlamadığımız kendine göre düzeni ile biliyordu.

Doğamız bile bozuldu maalesef..

Neden çöp yoktu diye sorarsak!

O zaman yemek yediğimizde arta kalan yemekler hayvanlarımıza verilirdi, yani yiyecek artığı kalmazdı.
Diğer eşyalar karton ve ağaç gibi olanlar yakılırdı sıcak su ve ısınmak İçin,plastik kutular asla çöp olmazdı kullanılırdı.
Süt, yoğurt, yağ, gaz yağı gibi sıvıları taşımak için.
Yani anlayacağınız Belediyeler kusura bakmasında 
çöpe vereceğimiz  hiçbir çöpümüz yoktu Köyümüzde !

Biz şehirlere gelince tanıdık çöpü, çöp kutuları, bidonları nedir çöpçü nedir, çöp arabası nedir diye !

Çok sonradan yıllar geçtikten sonra anlayabildiğimiz ninelerimizin, annelerimizin  bize yapmış olduğu tandırdaki kırmızı buğday unundan yapılmış ekmeğin tadını almadan, farkına bile varmadan şehirden getirilen somun ekmeğe değiştirdiğimiz gibi !

Oysa bugün bizim ninelerimizin tandırda yaptıkları kırmızı buğdaydan ekmekler şimdi en büyük şehirlerde,en havalı alışveriş merkezlerinde,en lüks reyonlarında daha sağlıklı,daha özel,daha güzel ekmek diye pahalı ve organik diye satılıyor.

Sadece ekmek değilki mesele, bizim köyümüzde ektiğimiz Domates, patates? soğan gibi hayatın vazgeçilmez sebzeleri bile artık bugün organik gıda altında çok daha pahalı olarak satılıyor daha biz tanışmadan büyük ve marka alışveriş merkezleriyle ninelerimizin, dedelerimizin ektikleri tanışmış bile!

Düşünelim yıllar boyunca sen anlaşılmaz olanı anlamaya çalışırken bizi sağlıklı besleyecek bu nimetleri soframıza kadar getiren büyüklerimizi dedelerimizi ninelerimizi bir kere olsun bile düşündün mü?

Teşekkür etmeyi en lüks alışveriş merkezlerinde manavlarda bu alışverişi yaparken söyleriz unutmayız da neden büyüklerimize anne, babamıza söylemedik düşündük mü aklımıza geldiler mi ?

Doğaya saygı ile gerektiği gibi davranan doğaya zarar verecek her kötülüğe müdahale eden dedelerimizi, ninelerimizi, büyüklerimizi hep cahil gördük.

Oysa onların yaptıkları doğruları yapmadığımız için bugün bize hep yanlışlar olarak  bir şekilde geri dönüyor maalesef..

Dönmekle kalmıyor ayrıca sadece adı değişiyor !
Adına Tıp koyuluyor, adına sağlık koyuluyor, adına organik beslenme koyuluyor..

Yani ne olur birde adını sen koy !
Yüzlerce yıl önce atalarımızın söylediği her söz bugün birer birer suratımıza yapışıyor.
Çöp diye kelime bilmezken bizler  köylerimizde! birden şehirli olduk ve o kadar çok yabancı,o kadar çok tanımadığımız kelimeyle tanıştık ki !

Tanışa tanışa hasta olduk.
Köyümüzde  90-100  yıl yaşayan büyüklerimizin ardından bu yaşlara ulaşmak için binbir çeşit ilaçlar kullanmaya başladık.
Çocuklarımızla aramızdaki iletişim neredeyse yok oldu. Köyümüzde, köy odalarında veya herhangi bir büyüğün evinde düzenlenen sohbet geceleri, türkü geceleri ve nasihat geceleri yok oldu artık !

İnsanoğlu olarak yaşadığımız bu dünyada  özünden uzaklaşarak ne olduğunu bilmediğimiz bir şekile dönüştük, artık istesekte özümüze dönemiyoruz. O kadar çok bozulduk ki..

Hepimiz çöp kutusuna atılmış gibiyiz artık. Bizi alacak,götürecek ve bilmediğimiz bir yerlere atacak çöpçülere ve çöp arabalarına ihtiyacımız var sanki

Şarkılarda bile söylemiş söyleyen 
Kör olası çöpçüler aşkımı süpürmüşler, temizlemişler.

Çöpçüler aslında güzel insanlar
hayatından geriye neyi bırakıyorsan onları  alıp götürüyorlar..
Ve giden asla geri gelmiyor. 
Her şey insanlığımızdan hayatımızdan bedenimizden birer parça olarak yok oldukça!
farkına bile varmadan bizlerde yavaş yavaş  yok oluyoruz.

Çöpünden bile uzak ve ayrı olarak. Bazen düşününce çöpünü bile özler insan derler. Birde memleketinden uzak bir yerlerdeysen..

Yani sözün özü ve kısacası 
Köylüyü hor görürsen
Sana gelecek sağlıklı gıdayı zor görürsün. 
Kara lastiği ile tarlada çalışan olmaz ise sen şehirde kravat takarak zor yaşarsın. 

Ne kadar az çöp,
O kadar daha iyi…

Sevgilerimle